Berlin’de bir mülteci yurduna Suriye ve Afganistan’dan Almanya’ya kaçarak gelen 42 mültecinin yerleştirilmesi sırasında yaşanan olaylar tartışılmaya devam ediyor.
Aşırı sağcı NPD partisi bugün yine mülteci karşıtı bir gösteri gerçekleştirdi. Mültecilere karşı sloganlar atan, yabancı düşmanı slogan ve afişlerle ırkçılık yapan aşırı sağcılar sol gruplar tarafından protesto edildi. İki grup arasında yaşanan gerilimi araya giren polis olaylar bğyğmeden yatıştırdı. Uzmanlar NPD ve aşırı sağcı diğer grupların önümüzdeki seçim sürecinde benzer gösteriler yaparak, seçim arifesinde tahriklerle yabancı düşmanlığı üzerinden oy toplamaya devam edeceklerinden yola çıkıyorlar. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre her beş Almandan biri mültecileri Almanya’ya yük olarak tanımlıyor. Sadece Berlin'e yıl sonuna kadar 5000 kadar mültecinin daha geleceği tahmin ediliyor. Bu arada Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, mülteci karşıtı gösterilerle Almanya’nın uluslararası imajının zedelenecek olmasından tedirgin olduğunu açıkladı.
Mülteci sayısının artması sadece Almanya’nın gündeminde değil. Afrika’dan, Asya’dan, Güney Amerika’dan her yıl onbinlerce mülteci yaşamlarını tehlikeye atarak Avrupa'ya gelmeye çalışıyor ve kendi yaşadıkları yerlere kıyasla çok daha refah olan bu ülkelere iltica etmek istiyor. Avrupa Birliği’nin istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre, yılda ortalama 300 bin kişi Birlik ülkelerinden birine iltica başvurusunda bulunuyor. Başvuru yaparak konumlarını legalleştirmek isteyenlere paralel yasadışı yollardan gelerek oturma izni olmadan yaşayanların sayısı milyonlarla ölçülüyor. Kaçakların sayısının tam olarak belirlenmesi çok güç. Tahminlere göre Avrupa Birliği ülkelerinde 6-8 milyon arası ‘kaçak’ statüsünde insan yaşıyor. AB’nin motoru ve en zengin ülkesi Almanya'da kaçak şekilde yaşayanların sayısının ise bir milyon sınırını aştığından yola çıkıyor. Ülkedeki mülteci ve kaçak yabancıların büyük bir bölümü, Güney Amerika ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Balkanlardan geliyor. Göçmen ve mültecilerle ilgili çalışmalar yapan kurumlar, Türkiye’den Almanya’ya sığınan yada kaçak olarak burada yaşayanların sayısını da tam olarak veremiyor, ama 12 Eylül darbesi sonrasında Almanya’ya iltica edenleri de hesaplayarak 200-250 bin arasında olabileceğinden yola çıkıyor. Kaçak yabancılar çok zor şartlar altında yaşamak zorunda kalıyorlar. Sağlık, emeklik ve kaza sigortası olmadan temel hak ve imkanlardan uzak bir hayata paralel, saat ücreti 1-2 Euro olan ağır işlerde çalışıyorlar. Federal Maliye Bakanlığı kaçak konumları nedeniyle kayıt dışı çalışanların ülke ekonomisine zararını 100 milyar Euro olarak tanımlıyor. Kaçak yabancıların en büyük korkusu ise işyerlerine yapılan bir baskında polise yakalanmak veya hastalanarak bir devlet kurumu tarafından fişlenmek ve ardından da sınırdışı edilmek. Almanya’da ve diğer AB ülkelerindeki milyonlarca kaçak korku dolu gecelerinin sona ermesi için ‘af umudu’ ile yaşıyor. Kaçaklar konusunda en sert tutum sergileyen ülkelerin başında Almanya gelirken af konusu hükümetdeki Birlik Partileri ile ana muhalefet SPD’nin gündeminde değil. Gözlemciler Eylül ayındaki seçimlerden sonra da bu konudaki problemlere çözüm gözükmediğini, tersine Almanya liderliğindeki AB’nin mülteci ve kaçak akınına karşı daha sert önlemler almasının gündeme geleceğini tahmin ediyor.