Yeni, dünyanın birçok büyük kentinde eskiyi yutuyor. Berlin’de ‚yutulanlar’ listesine son yıllarda çok sayıda sinema salonunun ismi yazıldı.

Astor, Filmbühne Wien, Lupe, Royal ve Kurbel gibi sinema salonlarının yerinde yeller esiyor olması, yedinci sanat tutkunlarının kentin batısındaki tarihi Zoo-Palast sineması adına da kaygılanmaları için yeterli bir neden oldu. Son yıllarda popcprn kokusundan girilemeyen, eskimiş tekniği ve demode koltukları ile sürekli seyirci kaybeden Zoo-Palast iki yıla süren bir tdailatdan sonra ‘art house’ denilen bir tarzda tüm görkemiyle yeniden açıldı. Postdamer ve Alexander Meydanları gibi büyük alışveriş merkezlerindeki son derece yüksek yatırımlarla yapılan, teknolojik olanaklarla donatılmış ve popüler, ticari filmleri izleyiciye sunan çok perdeli sinema salonlarına karşı bambaşka bir konseple yeniden düzenlenen sinemanın en büyük özelliği salonlarındaki benzersiz konfor. Uçakların ‚Business’ bölümlerindekleri anımsatan koltukları, en modern ses sistemi ve oturulan yerlere kadar servisle Berlin’deki sinemaseverleri mutlu edecek bir sinema Zoo-Palast. 1957 yılında açılan sinemanın 4,5 milyon Euro’ya mal olan tadilatında hem tarih hem de modern dokular bir araya getirilmiş. Sinemanın yeni sahibi 1990’lı yıllarda multipleks sinemacılıpı getiren Hamburglu milyoner Hans-Joachim Flebbe. Kendini bir sinema salonu vizyoneri olarak tanımlayan Fleppe, Zoo-Palast’ı Almanya’nın en modern sineması olarak tanımlıyor ve ticari kaygı taşımayan filmleri de göstermeyi amaçladığını belirtiyor. Uzun yıllar Berlin Film Festivali Berlinale’ye de ev sahipliği yapan Zoo-Palast’ın 2014’den itibaren yeniden festivalin ana gösteri merkezlerinden biri olması bekleniyor. Yedi salonda toplam 1650 seyirci kapasiteli sinemada rahat koltuklarda oturdukta ‚Tarihi salonlarda film izlemenin tadı hiçbir şeye değişilmez’ diyor insan.
Ludmila Dalaman