Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye’de eleştilere neden olan internet yasasını imzalamasına, Almanya'dan da tepkiler sürüyor.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Liberal Grup Başkan Yardımcısı ve Türkiye raportörü Alman milletvekili Alexander Graf Lambsdorff, Gül’in yasayı veto etmemesini ‘yanlış bir karar’ olarak tanımladı ve imzasıyla ‘Türkiye’deki düşünce özgürlüğünün bir parça daha boğulmasına’ neden olduğunu söyledi. Hıristiyan Birlik Avrupa politikaları sözcüsü Michael Stübgen ise, Gül'ün onayıyla interneti kontrol altına alan yasanın Avrupa açısından kabul edilemeyeceğini açıkladı. Yeni yasanın amacının sosyal medyayı ve hükümete eleştirel bakan internet sitelerini kapatma imkanı yaratmak olduğunu savunan siyasetçi, düşünce özgürlüğünün Avrupa’da vazgeçilmez bir kıstas olduğunu ve bunu suistimal eden bir ülkenin AB üyesi olamayacağını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şubat ayı başında Berlin’e yaptığı ziyarette Başbakan Angela Merkel’den AB yolunda destek istediğini hatırlatan politikacı, Erdoğan’ın protesto gösterilerine katılanlara ve kendisini eleştirenlere tavrının bu istekle çelişki oluşturduğunu da öne sürerek, bu durumda üyelik müzakerelerinin askıya alınması gerektiğini savundu.
Tartışmalı internet yasasının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından imzalanması gazetelerin yorum köşelerinde de işleniyor. Türkleri ‘internet fanatiği’ olarak tanımlayan ve Gezi protestocularının, Twitter ve Facebook üzerinden organize olduğunu hatırlatan sol liberal Süddeutsche Zeitung, söz konusu yasanın ileride bu gibi olayların iletişimini engellemek için yapıldığını öne sürüyor. Haftalık Focus dergisinin internet sayfasındaki yorum-haber ise ‘Boğaziçi’nde sansür alarmı’ başlığını taşıyor. Yazıda Gül'ün geride kalan yıllarda Erdoğan’a kıyasla daha ılımlı bir çizgisi olduğu, ama yurt içi ve dışındaki eleştirilere rağmen yasayı imzalaması ile hayal kırıklığı yarattığı savunuluyor.