2014 yılı Eğitim Raporu, ülkedeki özellikle genç Türkiye kökenlilerin en büyük sorunlarından olan okul ve mesleki eğitimlerdeki eksikliğin tüm güncelliğini koruduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.
Almanya’da kamuoyuna tanıtılan 2014 yılı Eğitim Raporu, ülkedeki özellikle genç Türkiye kökenlilerin en büyük sorunlarından olan okul ve mesleki eğitimlerdeki eksikliğin tüm güncelliğini koruduğunu bir kez daha ortaya çıkardı.
Almanya’da kamuoyuna tanıtılan 2014 yılı Eğitim Raporu, ülkedeki özellikle genç Türkiye kökenlilerin en büyük sorunlarından olan okul ve mesleki eğitimlerdeki eksikliğin tüm güncelliğini koruduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Rapora göre bazı alanlarda küçük olumlu gelişmeler kaydedilmesine rağmen, Türkiye kökenliler arasında, okul eğitimlerini bir diploma alamadan yarıda bırakanların sayısı Alman öğrencilere göre rekor oranda çok daha yüksek. 30-35 yaş aralığındaki göçmenler arasında ne lise ne de bir meslek eğitimi diploması olanların sayısı yaşıtı Almanlara kıyasla beş kat daha fazla. Türkler arasında cinsiyete göre, kadınların yüzde 23'ü, erkeklerin de yüzde 15'i okul eğitimini diploma alamadan sonlandırıyor. Almanlarda bu oran yüzde 9 civarında. Meslek eğitimi konusundaki tabloda da durum pek iç açıcı değil. Türkiye kökenli kadınlarının yüzde 60’ının meslek eğitimi bulunmazken, her iki erkekten biri meslek eğitimi olmadan iş piyasasında kendine şans arıyor. Göttingen Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün konuyla ilgili raporunda ortaya çıkan gerçek, Türkiye kökenli göçmelerin eğitimlerine yönelik yıllardır dillendirilen iyileştirme taleplerine rağmen durumda bir düzelme görülmemesi. Nitekim 2005’deki sayılarla karşılaştırdıkta meslek eğitimi bulunmayan Türk kadınlarının oranının o dönemde yüzde 70, okul diploması olmayanların oranının ise yüzde 28 olduğu, yani yaklaşık on yılda kaydedilen düzelmenin çok cılız kaldığı dikkati çekiyor.
Alman ve Türk öğrenciler arasındaki farkın hala sosyo-ekonomik durumlarına bağlantılı olduğunun altı çizilirken, fırsat eşitliliğinin adeta kaplumbağa hızında ilerlediği savunuluyor. Bu bağlamda göçmen ailelerin çocuklarının üniversiteye girme şansının Alman akademisyenlerin çocuklarına kıyasla 6 kat daha az olması olumsuz örnek olarak gösteriliyor. Yetkililerin dile getirdiği başka bir gerçek ise Türk ailelerin özellikle meslek eğitiminin önemi konusunda yapılan tüm çağrılara duyarsız kalması. Avrupa Türk İşadamaları Derneği İştişare Kurulu Başkanı Prof. Recep Keskin, Alman eğitim sisteminin hataları olduğunu, ancak verilen imkanları kullanmak açısından Türk ebeveylerin yeterince bilinçli hareket etmediklerini savunuyor.
Bu arada Almanya’da çocuklarının eğitimlerini ihmal eden anne ve babalar için ‘çocuk yetiştirme ehliyeti’ mecburiyeti getirilmesi tartışılıyor. Hrıstiyan Demokrat CDU’dan gelen teklifte, okullarda yapılan sağlık testlerinde çocuklarını ihmal eden ailelerin tespit edilmesi öneriliyor. CDU çocuklarının geleceğine önem vermeyen anne ve babaların, haftalık zorunlu eğitim programlarıyla desteklenmesini ve bilinçlendirilmesini talep ediyor.