Zaimoğlu, göç olgusunun kendi yaşamını olduğu gibi edebiyatını da etkilediğini belirtiyor

Almanya’da Türk edebiyatı denince akla ilk olarak Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un yanısıra, Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal gibi yazarlar gelir. Ancak Almanya’da yaşayan ya da burada doğup büyümüş Türkiye kökenli yazarlar son yıllarda edebiyatseverler tarafından takip edilerek, okunanlar listelerinde kendilerine yer bulmaya başladı. Eleştirmenler Emine Sevgi Özdamar, Zafer Şenocak ve Hilal Sezgin gibi genç isimlerin Alman edebiyatını zenginleştirdiğini belirtirken, Almanca yazan Türkiye kökenlilerin kısa süre içinde bir edebiyat geleneği oluşturduğu da biliniyor. Söz konusu isimler arasında en çok tanınanı ise kuşkusuz Feridun Zaimoğlu. 1964‘de Bolu’da dünyaya gelen ve bir yaşından bu yana ailesiyle birlikte Almanya’da yaşayan Zaimoğlu, ‘Kafa örtüsü‘ adlı ilk eserini yayımladığı 1995 yılından bu yana çağdaş Alman dilinin kitapları en çok satan yazarları arasında yer alıyor. Zaimoğlu‘nun çok sayıda roman, hikaye ve denemesi bulunuyor. ‚Kafa Örtüsü’nün yanısıra ‚Leyla‘, ‚Aşk Yanığı‘ gibi romanları Türkçe’ye de çevrilen yazar Almanca'nın sözdizimini, kalıplarını ve lügatini bilinçli bir şekilde bozarak yeni kuşak Türk göçmenlerin kullandığı kırık dili de kendi eserlerine yansıtıp, eserlerinde 'karşı dil' kullanıyor. Zaimoğlu'nun yeni kitabı ‘Sieben Türme Viertel’ (Yedikule Mahallesi) Alman edebiyat eleştirmenlerinden tam not aldı ve ülkenin bu yıl çıkan en iyi 20 romanı listesine seçildi. Yazar yeni romanında babasının İstanbul’da Yedikule’de geçen gençlik döneminden yola çıkarak, bir ülkeden bir başka ülkeye göçmenin hissiyatını anlatıyor.
Bilgisayar kullanmayan ve kitaplarını daktiloda yazan Zaimoğlu, göç olgusunun kendi yaşamını olduğu gibi edebiyatını da etkilediğini ve kimlik arayışının yeni kitabına yansıdığını belirtiyor.
Ludmila Dalaman