
Alman Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat SPD partileri arasında koalisyon hükümeti kurulmasını amaçlayan ön görüşmelerde uzlaşma sağlandı. Başbakan Angela Merkel 24 saat süren son görüşmelerin ardından, SPD lideri Martin Schulz ve CSU lideri Horst Seehofer’le basının önüne çıkarak, bir kez daha koalisyon kurma konusunda anlaştıklarını açıkladı. Varılan uzlaşmayı, "Tüm toplumu kucaklamayı amaçlayan ve karşılıklı özveri kuralları içinde yapılan bir anlaşma," olarak tanımlayan Merkel, halkın CDU/CSU ve SPD’den Almanya’yı yönetebilecek bir hükümet beklediğini söyledi. ‘Büyük koalisyonun’ Almanya’nın yansıra Avrupa açısından da doğru bir seçenek olduğunu vurgulayan Merkel, "Dünya bizi beklemiyor. Avrupa'nın da yeni bir başlangıca ihtiyacı var. Avrupa’nın yeniden başlangıcı için Almanya Fransa ile ortak çalışacak." dedi.
Partisinden hükümeti oluşturmak üzere koalisyon için onay isteyeceğini açıklayan Sosyal Demokrat Parti lideri Schulz, koalisyon öngörüşlerinde varılan uzlaşma konusunda, "Mükemmel sonuçlara ulaştığımızı düşünüyorum" şeklinde görüş belirtti. Schulz, yeni hükümetin AB'ye güç kazandırmasının hükümet ortaklığı için öne sürdükleri şartlar arasında yer aldığını hatırlattı. CDU lideri Seehofer de, üç partinin 28 sayfalık ortak uzlaşısından "çok memnun olduğunu söyledi ve hükümetin önümüzdeki Mart ayının sonuna kadar kurulmuş olacağından yola çıktığını bildirdi.
Üç partinin haftalarca süren ön görüşmelerde, en çok tartışılan vergi sistemi ve sığınmacılar gibi konularda tarafların tam anlamıyla son anda anlaşabildikleri öğrenildi. Önümüzdeki dört yıl boyunca vergileri artırmama kararı alan CDU/CSU ve SPD, faiz gelirlerinden kesilen verginin de uzun vadede kaldırılmasını kararlaştırdı. SPD'nin koalisyon için öne sürdüğü şartlar arasında zenginlerden daha fazla vergi alınması ve vergi kaçırmanın önüne geçilmesi ise anlaşmada yer bulamayan taleplerden oldu.
2015 sonrasında Almanya’da siyasi krize neden olan sığınmacılar konusunda ise, taraflar üst sınır sayısında anlaştı. Buna göre, o dönemdeki göçmen akınının benzerinin yeniden yaşanmasını önlemek için yıllık mülteci sayısının 180 bin ile 220 bin arasında kalması konusunda mutabakata varılırken, mültecilerin yakınlarının ailelerinin ülkeye alımı ayda 1000 kişi olarak sınırlandırılması öngölüyor. Anlaşmaya göre Almanya’ya iltica talebiyle gelen ve ülkede kalma şansı olanlar kendilerine gösterilecek beldelerde ikamet edebilecek, diğer mülteci adayları mecburi ikamete tabi tutulabilecek.
Koalisyon hükümetinin taslak belgesinde Türkiye'yle ilişkilere de yer veriliyor. Buna göre Almanya Türkiye'nin AB sürecinde yeni fasıllar açılmamasını, aynı zamanda açılan fasılların da kapanmamasını isteyecek. ''Türkiye çok yönlü ilişkilere sahip olduğumuz önemli bir müttefik ve komşu. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları durumu kötüleştiği için (AB) müzakerelerde açılan fasıl kapatılmayacak yeni bir fasıl da açılmayacak'' denilen belgede, ''Türkiye gereken yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece vize serbestisi olmayacak ve Gümrük Birliği güncellenmeyecek" ifadeleri de yer aldı.
Koalisyon görüşmelerinin resmileştirilmesi için Sosyal Demokratlar'ın 21 Ocak'taki olağanüstü kongresi beklenecek. SPD, son 12 yılın 8’inde CDU/CSU’yla ‘Büyük koalisyon’ içinde yer aldı. Parti Eylül 2017’de sandıktan tarihinin en düşük oy oranlarından biriyle çıktı. SPD tabanının koalisyona karşı olduğu biliniyor ve Schulz‘un kongrede partisini ikna etmekte zorlanabileceği tahmin ediliyor. SPD tabanının koalisyona onay vermemesi durumunda erken seçim veya çok düşük ihtimalle de olsa CDU/CSU'nun önderliğinde bir azınlık hükümetinin kurulması gündeme gelecek.
Ludmila Dalaman